İsveç'te yapılan bir araştırma, kolorektal kanser tanısı konulduktan sonra kolera aşısının kolorektal kansere bağlı ölüm ve tüm nedenlere bağlı ölüm riskini azaltabileceğini gösterdi. (Gastroenterolojinin çevrimiçi versiyonu 15 Eylül 2017).
Bu, kolorektal kanser tanısı konulduktan sonra kolera aşısı ile ölüm riski arasındaki ilişkiyi araştıran ilk ulusal toplum temelli çalışma olmalıdır. Önceki çalışmalar, kolera aşısının vücudun bağışıklık sistemini düzenlemede birden fazla etkiye sahip olabileceğini ve ayrıca fare modellerinde kolon poliplerinin oluşumunu azaltabileceğini göstermişti.
Araştırmacılar buna inanıyor kolorektal kanser is more common in developed countries than in developing countries. Perhaps less exposure to microbes in childhood is also associated with an increased risk of developing colorectal cancer in adulthood.
The researchers used the Swedish National Cancer Registration and Prescription Drug Registration Database to retrospectively analyze the data of 175 patients who received cholera vaccine after diagnosis of colorectal cancer from mid-2005 to 2012. As for the reason why the cholera vaccine is unknown, it may be that patients need to travel to other countries.
Analiz, kolera aşısı yapılmayan hastalarla (525 hasta) karşılaştırıldığında, kolorektal kanser tanısı konulduktan sonra kolera aşısı yapılan hastaların kolorektal kanserden ölüm riskinin %47, genel ölüm riskinin ise %41 daha düşük olduğunu gösterdi. Bu hayatta kalma avantajı, tanı sırasında farklı yaş, cinsiyet ve kolorektal kanser evrelerine sahip hastalarda mevcuttur.
Araştırmacılar, kolera aşısının CD8 pozitif T hücreleri, makrofajlar ve NK hücreleri gibi bağışıklık hücrelerini uyararak ve/veya tümör oluşumuyla ilgili genlerin ekspresyonunu etkileyerek kolorektal kanserin ilerlemesinin engellenmesinde rol oynayabileceğini öne sürdü. Araştırmacılar, bu çalışmaların sonuçlarının diğer toplum temelli çalışmalarla veya randomize klinik çalışmalarla doğrulanması halinde, kolera aşısının kolorektal kanserin adjuvan tedavisinde kullanılmasının imkansız olmadığına inanıyor.
Mikrobiyal enfeksiyonlar ve tümörler üzerinde çalışan araştırmacılar, mikropların veya bunların ürünlerinin vücudun bağışıklık sistemini uyarabildiğini ve belirli tümör türlerinin ve bağışıklıkla ilgili hastalıkların korunmasında sağlık açısından faydalar sağlayabildiğini giderek daha fazla araştırma kanıtının desteklediğine dikkat çekti. Koşullar, mikrobiyal maruziyetin neden olduğu sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olma olasılığımızı giderek azaltıyor. Bağışıklık fonksiyonunu geliştirebilecek güvenli bir oral aşı, bize önemli sağlık yararları sağlayabilir.